Duygu Nedir? Duygular harekete geçmemizi sağlayan dürtülerdir. Duygu sözcüğü Latince’de hareket etmek anlamına gelen ‘motere’ kökeninden gelmektedir. Bu fiile ‘e-’ön eki getirildiğinde ’uzaklaşmak’ anlamına gelmektedir, bu durum her duygunun harekete yönelttiğinde dair fikir vermektedir.
Duygular yaşamımızdaki neredeyse bütün önemli olaylarda kendini gösterir. Örneğin terfi aldığımızda gurur, evimizin soyulduğunu öğrendiğimizde öfke, çocuğumuz olduğunda sevinç, sevdiğimiz birini kaybettiğimizde derin bir keder duyarız. Yaşadığımız duygular, olaylara karşı nasıl davrandığımızı da son derece etkiler. Sevinç ve gurur duyguları kariyer gelişimi ve aileyi korumak için teşvik eder. Öfke duygusu adalet ve ceza aramak için harekete geçirir. Üzüntü duygusu ise kayıp durumunda yardım ve teselli aramaya iter.
DUYGULARIMIZI FARK ETMEMİZ ÖNEMLİ MİDİR?
Duyguların yaşamdaki yeri ve önemi duyguları fark etmenin gerekliliğini ortaya koymaktadır.Tam ve detaylı bir farkındalık durumlara karşı uyum sağlama ihtimalini artırmaktadır. Duygusal farkındalığı yüksek olan bireyler problem çözme,karar verme gibi bazı durumlarda,düşük,duygusal farkındalığa sahip bireylere oranla daha başarılıdır. DUYGULARIMIZI FARK ETMEMİZ ÖNEMLİ MİDİR? Düşük farkındalığa sahip bireyler daha sık olumsuz duygular yaşamakta,benlik saygıları düşük ve sosyal açıdan daha kaygılı olmaktadırlar. Duygusal farkındalık’; psikolojik iyi oluş,psikolojik sağlamlık,empati becerisi gibi beceri ve durumları olumlu yönde etkiler.Bunu yanında duygusal farkındalığı düşük bireyler psikopatolojii geliştirmeye daha yatkındır
Çocuklarda 5 adımda duygu farkındalığı nasıl sağlanır?
1- Her çocuğun, her yetişkin gibi, her duyguyu hissetme hakkı olduğunu kabul etmek.
2- Çocuğun duygularını sizinle paylaşmasının sizin için değerli olduğunu hissettirmek.
3- Çocuğa “sözel ifade becerisi” kazandırmak Sözel ifade becerisi, özellikle benim gibi çocuklarla çalışan yetişkinler için de oldukça güçlü bir etkiye sahiptir. Örneğin bir öğrenci gezi esnasında sırada beklerken arkadaşını itekliyor ve bağırmaya başlıyor. Öğrencinin yanına eğilip “Seni anlıyorum, beklerken çok sıkılmış olmalısın, sadece 1 dakika daha sessizce bekleyebilir misin?” demek yerine “sırayı bozma, hemen yerine geç!” derseniz hem çocuk duygusunu isimlendirebilmeyi öğrenememiş olur hem de siz o andan itibaren bir problem davranış daha evlat edinmiş olursunuz.
4. Etkin dinleme Çocuğunuz sözel ifade becerisi kazandığında ya da henüz bu evreye gelinmediğinde dahi etkin dinleme her zaman tercih edilen yöntem olmalıdır. Böylelikle duygunun sebebini anlamış, dolayısıyla çocuğunuzu anlamış olursunuz. Eğer çocuğunuz henüz sözel ifade becerisi kazanamamış veya kendini sözel olarak ifade etmeyi tercih etmiyor ise duygularını yazmasını ya da resmetmesini isteyebilirsiniz.
5. Çocuklara örnek olun Çocuklarımız genelde söylediğimiz şeylerden ziyade yaptığımız şeyleri yaparlar. Bu yüzden her alanda ve her zaman onlara örnek olmamız gerekmektedir. Onlara duygularını hangi yollarla serbest bırakabileceklerini yaptıklarınızla gösterin. Örneğin sinirliyken ve endişeliyken kullandığımız kelimelere dikkat edelim
Kaynak: İNTERNET