Çocuğun dünya hakkındaki bilgisini geliştiren başlıca araçtır. Çocuğun en ciddi işidir, dili kullanma ve etkin bir anlatma aracıdır. Gerçek dünyayla, hayal dünyası arasındaki köprüsüdür, çocuğun öğrenme sürecine attığı ilk adımdır.Hemen hemen tüm çocukların bildiği "Aç Kapıyı Bezirgan Başı", "Birdirbir", "Körebe", "Kutu Kutu Pense", "Yağ Satarım Bal Satarım", "Yakan Top", "Uzun Eşek", "Topaç", "Köşe Kapmaca", "Saklambaç", "İp atlama" gibi oyunlar eskiden oynanan sokak oyunlarının başında geliyordu. Çocukların ders,Yemek ve uyku saatleri dışında kalan tüm zaman dilimini kapsayabilen bu tür oyunlar, çocukların ruhsal, zihinsel ve bedensel güçlerinin gelişiminde büyük rol oynuyor. Sokak oyunlarının çocukların gelişiminde sağladığı fiziksel, psiko-motor, duygusal, sosyal ve zihinsel katkılar şöyle ifade edilebilir:
Oyun ortamı çocuk gelişiminde duygusal açıdan çok önemli bir yere sahiptir. Oyun oynayan çocuk mutluluk, sevinç, acıma, korku, kaygı, dostluk, sevgi, güven duyma, bağımsızlık vb. duygularını rahatça ifade edebilecek doğal bir ortam bulur.
Çocuğun sosyal yönden gelişmesi onun birlikte bulunduğu toplum üyeleriyle uyumlu yaşayabilmesi, çevresindeki zorluk ve güçlüklere karşı duyarlılık geliştirebilmesi gibi ölçütlere bağlıdır. Özellikle grup halinde oynanan oyunlar tüm bu davranışları kazanabileceği bir ortam hazırlar. Bu yüzden oyun çocuğun gelişiminde önemli bir rol oynar.
Örnek verecek olursak şunları sıralayabiliriz:
• Çocuk oyunda üstlendiği ana-baba, kız-erkek çocuk gibi rollerle cinsel kimliğini kazanabilir. Aile içindeki rolleri üstlenerek ve yaşayarak görevleri, sorumlulukları, davranış biçimlerini ve kişiliklerini öğrenebilir kendine uygun gördüklerini tekrarlayarak, pekiştirebilir.
• Oyun, çocuğun kendine güven, kendini denetleme, çabuk karar verme, işbirliği yapma, doğruluk ve disiplin gibi kişisel ve toplumsal alışkanlıklar kazanmasında en etkili bir yöntemdir.
• Çocuk oyunda çeşitli meslek gruplarının rolleri üstlenerek, o rolün gerekli kurallarını öğrenebilir.
• Çocuklar oyun oynarken, diğer insanlarla iletişim kurmayı, gözlem, işbirliği yapmayı ve yardımlaşma duygularını geliştirebilir.
• Çocuklar oyun yoluyla, teşekkür etme, günaydın, iyi geceler gibi sözel olan veya sırasını bekleme, konuşan birisini dinleme,Trafik kurallarına uyma, telefonla konuşma gibi sözel olmayan sosyal kuralları öğrenirler.
• Çocuk oyun yoluyla, doğru-yanlış, iyi-kötü, güzel-çirkin, haklı-haksız gibi ahlaki kavramları öğrenebilir. Ayrıca, başkalarına saygı gösterme, başkalarının ve kendi hakkını koruma, verilen görevleri üstlenme, kendilerine ve başkalarına güven duyma, herhangi bir konuda karar verip uygulayabilme ve işbirliği sağlayabilme gibi toplumsal kuralları da öğrenebilir.
• Çocuklar oyunlar yoluyla, bir gruba ait olmayı, o grubun bir parçası olmayı, grup içerisinde sorumluluk alarak iş yapmayı, grup üyeleri ile birlikte işbirliği yapmayı da öğrenebilir.
Oyun çocuğun, fiziksel, psikomotor, sosyal ve duygusal gelişimini etkilediği gibi aynı zamanda zihinsel gelişimini de etkiliyor. Çünkü oyun, çocuğa çevresini araştırma, objeleri tanıma ve problem çözme imkanı sağlıyor. Çocuk bu yolla büyüklük, şekil, renk, boyut, ağırlık, hacim, ölçme, sayma, zaman, mekan, uzaklık, uzay gibi pek çok kavramı ve eşleştirme, sınıflandırma, sıralama, analiz, sentez ve problem çözme gibi birçok zihinsel işlemleri de öğrenebilir.
Çocuk oyunlarının birçoğu dilin kullanımını gerektirir ve çocukların dil gelişimlerini destekleyici niteliktedir. Oyun sırasında çocuk hem kendisini ifade etmek hem de karşısındakini anlamak zorunda. Çocuk oyunda dili, sözlü olarak ifade edilenleri anlama, yeni sözcükler kazanma, olaylarda çeşitli zaman (fiil) çekimleri kullanma, soru sormak ve cevap vermek, zihinsel değerlendirme, komut vermek, sıralama, hayali durumları ifade edebilme, duygu ve düşüncelerini anlatma gibi amaçlar için kullanır.
Eskiden çocuklar sabahtan akşama kadar sokaklarda oyun oynardı. Koşar, zıplar, atlar ve arkadaşlarıyla vakit geçirmenin tadını çıkarırlardı. Günümüzde ise çocuklar bu şekilde oynama fırsatını ya çok az bulabiliyor ya da hiç bulamıyorlar. Peki bunun nedeni ne olabilir? Geçmişten günümüze neler değişti?
Günümüzde, çocuk oyunlarına duyulan ilgi azaldı. Kentleşme arttığı için oyun alanları azaldı, oyun parkları yerine iş yerleri yapıldı. Çocuklar için ayrılan alanlar ise çok kısıtlı ve bakımsız olduğundan oyun oynayacak yer bulamayan çocuklar evlerinde oynamaya başladılar. Bununla birlikte, bilim ve teknolojideki gelişmeler çocuk oyunlarını da etkiledi. Mahalle aralarında, kapı önlerinde heyecanla oyun oynayan çocukların sesleri duyulmaz olmuş, çocuklarımızın oyunları ve oyuncakları değişti, tek başına oynadıkları sanal oyunlara bağımlı hale geldiler. Çocuklar, okul dışındaki vakitlerini sosyalleşmesine katkı sağlayacak kültürel faaliyetler yerine duygusal paylaşımın ve karşılıklı iletişimin olmadığı, galibiyetin sevincini, yenilginin üzüntüsünü paylaşamadığı sanal bir dünyaya bağımlı oldu.
Sokaklarda oynanan çocuk oyunlarının yerini ise bilgisayar oyunları aldı. Hiçbir sıcaklığı olmayan bu oyunlar ise çocukları saldırgan, beceriksiz, fiziksel olarak yalnız ve sosyalleşmekten uzak bir hale getiriyor.
Yukarıda verilen bilgilerden de anlaşılabileceği gibi sokak oyunları, çocukların birbirlerinden etkilenerek ve öğrenerek, hem kendilerini hem de diğer arkadaşlarını fiziksel, sosyal ve duygusal olarak geliştirdikleri etkinlikler olarak görülebilir.
"Önce çocuğun duyu organları eğitilmelidir. Bu da ancak oyunla olur"
J.J. Rousseau
"Oynamayan Tay At Olmaz"
Türk Atasözü
Okulumuda 9 Şube bulunmaktadır. Öğretmenlerimiz çocuklarımızın yaş gruplarına ve hava şartlarına bağlı olarak okul bahçesinde egzersizler, geleneksel oyunları oynatmaktadırlar. Okulun imkanları doğrultusunda bahçemize farklı sportif alanlar eklenmeye devam edilecektir. Çocuklarımızın bir bütün olarak gelişmeleri için Şehit Songül Yakut Ekibi var gücüyle mücadele edecektir.
Adres:
KARAAĞAÇ MAH. 79 SK. SEHIT SONGUL YAKUT ANAOKULU BLOK NO: 1 KAPAKLI / TEKİRDAĞ
Telefon
Kurum Telefonu 0 282 758 31 44